-
1 говор
См. также в других словарях:
konuşma bozukluğu — is. Bazı sesleri gereği gibi çıkaramamaktan ileri gelen söyleyiş, kötü telaffuz etme … Çağatay Osmanlı Sözlük
dil — 1. is. 1) Ağız boşluğunda, tatmaya, yutkunmaya, sesleri boğumlamaya yarayan etli, uzun, hareketli organ, tat alma organı Ağzımı dolduran kocaman dil, kelimelere yer bırakmıyor ki... Y. Z. Ortaç 2) Birçok aletin uzun, yassı ve çoğu hareketli… … Çağatay Osmanlı Sözlük
peltek — sf., ği 1) Dilini dişlerinin arasına alır gibi konuşan ve bu yüzden s, z gibi sesleri kusurlu söyleyen (kimse) 2) Tutuk, titrek (konuşma) Hafif peltek, bozuk diksiyonuyla tiyatroda tutunamazdı. N. Cumalı 3) zf. Tutuk, titrek bir biçimde Birleşik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tını — is., müz. 1) Türlü müzik araçlarının verdiği sesleri birbirinden ayırt etmeyi sağlayan ses özelliği 2) fiz. Bir cismin titreşiminden çıkan sesi, başka nitelikteki bir cismin aynı yükseklikte çıkan sesinden ayırt ettiren özellik, tınnet Sesinin… … Çağatay Osmanlı Sözlük
fark etmek — 1) görmek, seçmek Boğaz ın sisle kaplı olduğunu ancak ön güvertede bir yer bulup oturunca fark etmişti. A. İlhan 2) anlamak, sezmek Öç almanın fırsatını yakalamış gibi konuştuğunu fark etti. T. Buğra 3) değişmek, başkalaşmak 4) ayırt etmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük